1980’li yıllarda ülkedeki sosyal ve ekonomik gelişmeden pay alabilmekten ümidini kesen Anadolu insanı, ümidini ahirete bağladı, dine sarıldı ve anti-laik çalışmalar sürdüren tarikatlara yöneldi. Böylece seçmenler, sosyo-ekonomik kriterlere göre oy kullanmak yerine, kendi tarikatlarına ve din duygularına yakın buldukları partilere oy verir hale geldiler. Bu özellikteki seçmenlerden oy alıp iktidara gelmeyi amaçlayan partiler, türbana can simidine sarılır gibi yapıştılar. Yanlarına türbanlı kadınları taşıyarak, türbanı bir partinin dindarlığını gösteren bir işaret, bir simge, bir sembol haline getirdiler. Atatürk döneminde, kadınların medeni ve siyasal haklara kavuşturulması amaçlanmış ve kadın-erkek eşitliğini en ileri ölçülerde gerçekleştirecek yasal düzenlemeler yapılmıştı. Böylece ülkeye çağdaş uygarlık yolu açılmıştı.
Okurken hayli tat aldığımı hatırladığım;fakat üstünden geçen zamandan sonra okuduklarımın doğruluğunu ciddi şekilde düşündüğüm bir eser..Yazar türban sorununa mizahi yaklaşımlarla fikirlerini açıklamış..Yazarın Fazıl Say’ın annesi olması bir başka ilginç yanı…
Kitap Yorumları - (1 Yorum)
Okurken hayli tat aldığımı hatırladığım;fakat üstünden geçen zamandan sonra okuduklarımın doğruluğunu ciddi şekilde düşündüğüm bir eser..Yazar türban sorununa mizahi yaklaşımlarla fikirlerini açıklamış..Yazarın Fazıl Say’ın annesi olması bir başka ilginç yanı…