Türkiye’de son yıllarda tarihsel analizlerin yapıldığı siyasi tarih çalışmalarını sıkça görmekteyiz. Bu çalışma ise bundan daha fazlasını, öz bir metinle ve sosyolojik bir perspektifle yapabilmeyi vaadediyor. Türkiye’nin siyasal tarihini siyasal kültür merkezli ele alan çok az çalışmanın olması bu kitabın önemini daha fazla arttırmaktadır. Kitabın temel vurgusu, devlet merkezli siyasal kültürün Türkiye’de demokratik bir siyasal kültürün gelişmesi önündeki en büyük engel olduğudur. Kitap; bu siyasal kültürün tarihsel izlerini Selçukludan Osmanlı’ya ve oradan da Cumhuriyet’e miras kalan öğelerle ele alarak günümüze dek eleştirel bir bakış açısıyla değerlendirmektedir. Bu düzlemde ilerleyen çalışmaya göre Türkiye’de devlet; toplumsal temeli olmayan, gökten inme, kutsal, sorgulanmayan, eleştiril(e)meyen bir aygıt, Hobbes’in ifadesinde olduğu üzere Leviathan’dır (Dev). Bu özellikleri ile Türkiye’de siyasal kültürün de en önemli özelliği devlet merkezliliktir.
Türkiye’de gelişen politik kültür hakkında oldukça aydınlatıcı bir eser. Asker ve sivil ilişkilerinin politikaya nasıl etki ettiğini çok iyi bir şekilde ifade etmiş.
Günümüz siyasal sorunlarını ve belki de güncel toplumsal hareketlerin arka planında yatan bir takım üstü kapalı gerçeklikleri anlamak açısından faydalı ve önemli bir çalışma olduğunu düşünüyorum. Dikkatli bir şekilde okunduğunda kitapta, Türkiye’de siyasal kültürün aslında hiç de zannedildiği gibi zayıf olmadığı, seçmenin oyunu kullanırken gayet yerinde bir tercih ve seçim yaptığını çok sayıda tarihsel olay (askeri müdahaleleri takip eden seçimler ve Doğulu vatandaşların siyasal eğilimleri) apaçık göstermiştir.
Kitap Yorumları - (2 Yorum)
Türkiye’de gelişen politik kültür hakkında oldukça aydınlatıcı bir eser. Asker ve sivil ilişkilerinin politikaya nasıl etki ettiğini çok iyi bir şekilde ifade etmiş.
Günümüz siyasal sorunlarını ve belki de güncel toplumsal hareketlerin arka planında yatan bir takım üstü kapalı gerçeklikleri anlamak açısından faydalı ve önemli bir çalışma olduğunu düşünüyorum. Dikkatli bir şekilde okunduğunda kitapta, Türkiye’de siyasal kültürün aslında hiç de zannedildiği gibi zayıf olmadığı, seçmenin oyunu kullanırken gayet yerinde bir tercih ve seçim yaptığını çok sayıda tarihsel olay (askeri müdahaleleri takip eden seçimler ve Doğulu vatandaşların siyasal eğilimleri) apaçık göstermiştir.