Sinemada şehir nasıl temsil ediliyor? İstanbul, "taşı toprağı altın" iken, nasıl oluyor da "orospu İstanbul" haline geliyor? Sinemadaki şehir imgeleri, şehrin kolektif bilinçaltı hakkında bize ne söyleyebilir? Feride Çiçekoğlu, kült bir İstanbul filmi olan Vesikalı Yarim'in verdiği esinle yazdığı kitabında, şehrin suretleri ile, "kadın"ın ikiye bölünmüş kimliği arasındaki çakışmanın filmden filme nasıl sıklıkla tekrarlandığına dikkat çekiyor. Kadının ev içinde anne, eş ve şefkat hatırlatan kimliği ile sokaklarda dolaşan kadının fahişeliği, baştan çıkarıcılığı, hazzı hatırlatan kimliği arasındaki bölünme, İstanbul'un sinemadaki imgesini ele veriyor. Üstelik bu İstanbul'a özgü değil. Dünya sinemasının birçok klasiğinde, erkeğin gözünde ikiye bölünüp fetiş haline gelmiş kadın cinselliğinin şehre yansıtıldığını görebiliyoruz.
Feride Çiçekoğlu’nun her kitabı okunması gerekiyor. Gerek yalın diliyle gerekse de değindiği noktalarla ince ince işleyen, donanımlı harika bir kadın…Sinemasever her kadının her erkeğin bu kitabi okuması gerekiyor…Filmlerde kalıplaşmış kadınlara verilen çirkin cinsiyet rollerini ortaya çıkartan, psikolojik ve edebi açıdan filmleri analiz eden bir kitap…Su gibi aktı, emeğinize sağlık…
Erkeklerin madonna-whore kompleksini ve dünyanın kadına karşı asıl düşüncelerini göz önüne şeffafça seren bir analiz olmuş. Filmler zaten gerçek hayattan ilham alır ve bazen dünya çok çirkin bir yerdir. İyiki okumuşum. Şimdi tek tek kitaptaki filmleri gidip izleyeceğim.
Çünkü güneşin doğduğu ve battığı her yerde, ister şehrin kargaşasında ister çiftlik hayatının berrak gökyüzü altında, hayat aşağı yukarı aynıdır; kimi zaman acı, kimi zaman tatlıdır.
Bu yorum satırlarını yazarken içimden sadece “Bu kitabı okuyun” yazmak geliyor. O kısacık kitaba Feride Çiçekoğlu İstanbulu Sinemayı ve Kadını sığdırmış. bu kadar güzel ve yalın bir Türkçe olamaz. O muhteşem tespitleri okurken yazara hak verecek ben neden bunlara dikkat etmedim diyeceksiniz. Kitap size çok şey katacak, yazar kitabında alıntı yaptığı ya da doğrudan anlattığı kitaplar ve filmler var. Bir an önce onları da okumak isteyeceksiniz. Son olarak 1927 yılı yapımı Metropolis filmini izleyip kitabı okursanız daha güzel olacak.
Kitap Yorumları - (5 Yorum)
Feride Çiçekoğlu’nun her kitabı okunması gerekiyor. Gerek yalın diliyle gerekse de değindiği noktalarla ince ince işleyen, donanımlı harika bir kadın…Sinemasever her kadının her erkeğin bu kitabi okuması gerekiyor…Filmlerde kalıplaşmış kadınlara verilen çirkin cinsiyet rollerini ortaya çıkartan, psikolojik ve edebi açıdan filmleri analiz eden bir kitap…Su gibi aktı, emeğinize sağlık…
Erkeklerin madonna-whore kompleksini ve dünyanın kadına karşı asıl düşüncelerini göz önüne şeffafça seren bir analiz olmuş. Filmler zaten gerçek hayattan ilham alır ve bazen dünya çok çirkin bir yerdir. İyiki okumuşum. Şimdi tek tek kitaptaki filmleri gidip izleyeceğim.
Çünkü güneşin doğduğu ve battığı her yerde, ister şehrin kargaşasında ister çiftlik hayatının berrak gökyüzü altında, hayat aşağı yukarı aynıdır; kimi zaman acı, kimi zaman tatlıdır.
Sinemamızda kadın ve şehirler.Sinema eleştirisi anlamında harika bir çalışma.
Bu yorum satırlarını yazarken içimden sadece “Bu kitabı okuyun” yazmak geliyor. O kısacık kitaba Feride Çiçekoğlu İstanbulu Sinemayı ve Kadını sığdırmış. bu kadar güzel ve yalın bir Türkçe olamaz. O muhteşem tespitleri okurken yazara hak verecek ben neden bunlara dikkat etmedim diyeceksiniz. Kitap size çok şey katacak, yazar kitabında alıntı yaptığı ya da doğrudan anlattığı kitaplar ve filmler var. Bir an önce onları da okumak isteyeceksiniz. Son olarak 1927 yılı yapımı Metropolis filmini izleyip kitabı okursanız daha güzel olacak.