Yalan, bir tatlı zehir gibi katılır hayatımıza. Sinsince sokulur yanımıza, sonra içimize; ufak ufak belli eder varlığını; rahatsız etmeden. Gerçi bir huzursuzluk duyarız başlangıçta, bir yabancının tedirgin edici varlığını, fazlalığını. 'Burdayım,' der fısıltıyla, 'burdayım bana ihtiyacım olduğunda, sakın unutma, sana hayatı kolaylaştırmak için varım ben. Hem bir şey de istemiyorum senden, yardımımı iste yeter.' Temkinle yaklaşırız ona önce, hafifçe uzatıp elimizi dokunuruz tenine. Yumuşaktır, sıcaktır, dokunulasıdır. Sonra parmaklarımızı açıp kavrarız onu, hemen gelir, istediğimiz gibi eğip bükeriz, biçimden biçime sokarız, hükmederiz ona. Öyle sanırız. Ne kolaydır onun yumuşacık kıvrımlarına sokulmak, kendimizi kollarına bırakmak. Bizim yerimize o çözümler sorunlarımızı, o çare bulur çaresizliğimize. Her birimizin hayatına çıkmamak üzere girmiştir oysa. Kimliğimizin bir parçası olmuştur, vazgeçemeyiz, kurtulamayız kollarından kolayca. Yalan, gerçeğin bir parçası olur sonunda, gerçekten de gerçek olur. Ve bizi inandırır kendine.
Çok şaşırtıcı. Oldukça ün yapmış yazarların da içinde bulunduğu bu kitap tam bir fiyasko. Resmen birilerinin canı sıkılmış, “hadi bize şu konuda hikaye yazın” demiş gibi. Öykülerin aceleyle, üzerinde düşünülmeden, gelişigüzel yazıldığı belli. Yazarlar, kendi kitapları olmayınca, tek hikayelerine hiç özenmemişler anlaşılan. İçlerindeki tek elle tutulur, güzel hikaye Yekta Kopan’ınkiydi. O da ya daha önceden hazırladığı bir hikayeyi konuya uydurmuş ya da işini ciddiye almış anlaşılan. Vasat, kötü, gereksiz.
Kitap Yorumları - (3 Yorum)
bu kadar ünlü yazarlardan,bu kadar sıkıcı bir kitap çıkması şaşırtıcı…
aklim karıştı sıkıcı bir kitap…
Çok şaşırtıcı. Oldukça ün yapmış yazarların da içinde bulunduğu bu kitap tam bir fiyasko. Resmen birilerinin canı sıkılmış, “hadi bize şu konuda hikaye yazın” demiş gibi. Öykülerin aceleyle, üzerinde düşünülmeden, gelişigüzel yazıldığı belli. Yazarlar, kendi kitapları olmayınca, tek hikayelerine hiç özenmemişler anlaşılan. İçlerindeki tek elle tutulur, güzel hikaye Yekta Kopan’ınkiydi. O da ya daha önceden hazırladığı bir hikayeyi konuya uydurmuş ya da işini ciddiye almış anlaşılan. Vasat, kötü, gereksiz.