Ferruh Bozbeyli – İhsan Dağı /Fatih Uğur · Cevdet Sunay’ın cumhurbaşkanı seçilmesi sırasında Demirel, askerlerin ikna görüşmelerine nasıl alındı? · Yassıada yargılamalarında avukatlara uygulanan baskı ve hakaretler nelerdi? · Atatürk, Milli Mücadele günlerinde İsmet İnönü’ye ‘Türkiye Büyük Millet Meclisi kapatılsın’ mı dedi? · 1969’da eski Demokratların affı TBMM gündemine gelince askerler nerede toplantı yaptı? · 27 Mayıs’tan sonra TBMM’deki milletvekillerini korkutmak için kurulan örgütün adı neydi? · İlk Kıbrıs tezkeresi nasıl yazıldı? Kahramanmaraş’tan İstanbul Hukuk Fakültesi’ne bin bir macerayla gelen Ferruh Bozbeyli’nin öğrencilik yılları, İstanbul’da varolma mücadelesi veren taşra gençliğinin o günkü öyküsünü çok güzel resmediyor: Fatih Tetimme Medreseleri, Yeşilçam’da figuranlık, İETT’de gece bekçiliği ve daha pek çok işle öğrenciliği bir arada götüren Anadolu gençlerinden biri o… Dönemin büyük hocalarından, Abdülaziz Bekkine, M. Zahit Kotku, Nurettin Topçu ve Ali Fuat Başgil gibi isimlerle, Hareket Camiası, Necip Fazıl Kısakürek ve Samiha Ayverdi gibi sanatkârlardan müteşekkil bir muhitten ruhunu besleyen bir genç.Henüz 33 yaşındayken Yassıada’da Adnan Menderes ve arkadaşlarını savunan avukatlardan biri olarak Osman Turan’ın savunmasını yapar. Yassıada mahkemeleri, ona Adalet Partisi’nin dolayısıyla aktif siyasetin içinde rol almanın yolunu açar: Milletvekilliği, parti başkanlığı ve Türkiye’nin “genç başkan”ı sıfatıyla Meclis başkanlığı yapar.Aktif siyasette iken, cumhurbaşkanlığı makamında bulunan İsmet İnönü, Celal Bayar, Cemal Gürsel, Cevdet Sunay ve Fahri Korutürk’ün iktidarlarına yakından şahitlik eder. Üç ihtilal görür: 1960, 1971 ve 1980.Tüm bu yaşananlar onda, “sağ düşünce” üzerinde fikrî mesaide bulunma imkânı verir. Ona göre “sağ düşünce” bu topraklarda “sol düşünce”den önce vardır. En önemlisi sağ düşüncenin millet vurgusuna sahip olmasıdır. “Bir milletin en büyük eseri kendi devletidir” ve “Hakimiyet kayıtsız şartsız milletindir” diyerek millet iradesini şiar edinen Ferruh Bozbeyli’nin, 1927’de Kahramanmaraş’ta, Anadolu’nun gam yüklü bir köşesinde başlayıp, Ankara’da Büyük Millet Meclisi’ne kadar uzanan hayat yolculuğunu dinlerken Türk demokrasi tarihinin aynı zamanda bir darbeler tarihi olduğunu görüyoruz…
SÖYLEŞİ TÜRÜ OLAN ESERDE ANA TEMA “ARKADAŞCA-DOSTÇA-SAMİMİ” HATIRLARDAN ZİYADE SİYASİ TARAFI AĞIR BASAN SUYA SABUNA DOKUNULMADAN OLUŞAN HATIRALAR DİZİSİNİ ANCAK O GÜNÜ YAŞAYAN SİYASETE İLGİSİ OLANLARIN OKUMASI GEREKEN ESER
İşte bir Timaş klasiği daha. Timaş’ın yayınladığı bu anı serisi gerçekten çok güzel. Hem baskısı, hem anlatımı hem de içeriği. Bu kitabı anı severlere ve yakın siyasi tarihimizi merak edenlere tavsiye ederim. Özellikle Ferruh Bozbeyli’nin seçimi çok isabetli olmuş. Timaş’ın bu seriye devam etmesi bütün kitap severleri memnun edecektir.
Maraş Pazarcıklı bir yetimdir Ferruh BOZBEYLİ. Memuriyeti dolayısıyla babasıyla birlikte Hatay’a gelmiş ve dört kardeşiyle birlikte Hatay’da okumuştur. Zeki bir çocuktur ve okumaya çok meyyaldir. Babası bu şevkine destek olur ve Mahalledeki iki kırtasiyeye oğlunun hangi kitabı isterse kendisine verilmesini ister.Bu aşk kendisini İstanbul’a uçurur. Kaderin cilveleriyle Hukuk Fakültesine kaydolur. Elektirik idaresinde gece işleri,Yeşilçam’da figuranlık yapar okul boyunca.Okul boyunca her yerde lider rolü üstlenir. Kurulan derneklerde,öğrenci kulüplerinde en öndedir. Sahafları ve İlmi ortamları sürekli takip eder. Bu sayde Samiha AYVERDİ Hanımla,Nurettin TOPÇU ile, Necip Fazıl ile,ARVASİ ile tanışır.Garbis Efendi adlı bir hristiyan kitapçının kitabevinin kapısının üzerine yazdırdığı beyiti görünce kime ait olduğunu bilemez. “İmansız olan paslı yürek sinede yüktür.” Garbis Efendi o mısranın Mehmet Akife ait olduğunu söyleyince çok utanır ve neredeyse bütün Safahatı hıfzına alır.Tetimme Medresesinin sağlam kalan duvarları arasında evsiz öğrencilerle birlikte kalır ve okulu bitirince kendisini 27 Mayısın üzerinden geçtiği Demokratların Avukatı olarak bulur. 1961 Seçimlerinde listeye yazılır ve Ragıp Gümüşpala’nın Adlaet Partisinde İstanbul Mebusu seçilir. İlk toplantıdaki çıkışıyla hemen göze batar ve bir anda Grup Başkan Vekilliğine seçilir. İnsanlara karşı nazik üslubu ve söyleyene değil de söylediğinedeğer veren kişilği sebebiyle meclisteki tüm gruplarca takdir edilir. Daha sonra Meclis Başkanlığına getirilir.Demirelli yıllarda Demirelin siyasetinden hazetmese de bir süre idare-i maslahata devam eder. Ancak Demirelin “arka sokak siyaseti” sebebiyle ayrılarak eski Demokrat Partililerle Demokratik Partiyi kurar. İlk seçimlerde 45 civarı vekilçıkarırlar ama bu başarı sayılmaz pek çokları için. Çünkü dahabüyük bir iddia ile çıkmışlardır.Bu partinin elemanlarının Demirelce içerden tırtıklanması sonucu parti bir sonraki seçimde sadece bir vekil çıkarır. Bunun üzerine Bozbeyli genç yaşta siyaseti bırakır.Kitap 1945-1960 Türkiyesinde bir gencin gözünden memleketi, 1960-1980 arasındaysa olayların merkezindeki bir politikacının demokrasi sınavını konu edinmektedir.Son zamanlarda okuduğum en iyi biyografi kitaplarından biridir.Zamanınız boşa harcanmış olmayacak.
Kitap Yorumları - (5 Yorum)
50-60 YILLARI ANLATAN GÜZEL BİR ESER…
SÖYLEŞİ TÜRÜ OLAN ESERDE ANA TEMA “ARKADAŞCA-DOSTÇA-SAMİMİ” HATIRLARDAN ZİYADE SİYASİ TARAFI AĞIR BASAN SUYA SABUNA DOKUNULMADAN OLUŞAN HATIRALAR DİZİSİNİ ANCAK O GÜNÜ YAŞAYAN SİYASETE İLGİSİ OLANLARIN OKUMASI GEREKEN ESER
bence siyasete ilgi duyanların illaki okuması gereken bir biyografi. siyasi hayatımızda böyle insanların daha çok yer alabilmesi umuduyla..
İşte bir Timaş klasiği daha. Timaş’ın yayınladığı bu anı serisi gerçekten çok güzel. Hem baskısı, hem anlatımı hem de içeriği. Bu kitabı anı severlere ve yakın siyasi tarihimizi merak edenlere tavsiye ederim. Özellikle Ferruh Bozbeyli’nin seçimi çok isabetli olmuş. Timaş’ın bu seriye devam etmesi bütün kitap severleri memnun edecektir.
Maraş Pazarcıklı bir yetimdir Ferruh BOZBEYLİ. Memuriyeti dolayısıyla babasıyla birlikte Hatay’a gelmiş ve dört kardeşiyle birlikte Hatay’da okumuştur. Zeki bir çocuktur ve okumaya çok meyyaldir. Babası bu şevkine destek olur ve Mahalledeki iki kırtasiyeye oğlunun hangi kitabı isterse kendisine verilmesini ister.Bu aşk kendisini İstanbul’a uçurur. Kaderin cilveleriyle Hukuk Fakültesine kaydolur. Elektirik idaresinde gece işleri,Yeşilçam’da figuranlık yapar okul boyunca.Okul boyunca her yerde lider rolü üstlenir. Kurulan derneklerde,öğrenci kulüplerinde en öndedir. Sahafları ve İlmi ortamları sürekli takip eder. Bu sayde Samiha AYVERDİ Hanımla,Nurettin TOPÇU ile, Necip Fazıl ile,ARVASİ ile tanışır.Garbis Efendi adlı bir hristiyan kitapçının kitabevinin kapısının üzerine yazdırdığı beyiti görünce kime ait olduğunu bilemez. “İmansız olan paslı yürek sinede yüktür.” Garbis Efendi o mısranın Mehmet Akife ait olduğunu söyleyince çok utanır ve neredeyse bütün Safahatı hıfzına alır.Tetimme Medresesinin sağlam kalan duvarları arasında evsiz öğrencilerle birlikte kalır ve okulu bitirince kendisini 27 Mayısın üzerinden geçtiği Demokratların Avukatı olarak bulur. 1961 Seçimlerinde listeye yazılır ve Ragıp Gümüşpala’nın Adlaet Partisinde İstanbul Mebusu seçilir. İlk toplantıdaki çıkışıyla hemen göze batar ve bir anda Grup Başkan Vekilliğine seçilir. İnsanlara karşı nazik üslubu ve söyleyene değil de söylediğinedeğer veren kişilği sebebiyle meclisteki tüm gruplarca takdir edilir. Daha sonra Meclis Başkanlığına getirilir.Demirelli yıllarda Demirelin siyasetinden hazetmese de bir süre idare-i maslahata devam eder. Ancak Demirelin “arka sokak siyaseti” sebebiyle ayrılarak eski Demokrat Partililerle Demokratik Partiyi kurar. İlk seçimlerde 45 civarı vekilçıkarırlar ama bu başarı sayılmaz pek çokları için. Çünkü dahabüyük bir iddia ile çıkmışlardır.Bu partinin elemanlarının Demirelce içerden tırtıklanması sonucu parti bir sonraki seçimde sadece bir vekil çıkarır. Bunun üzerine Bozbeyli genç yaşta siyaseti bırakır.Kitap 1945-1960 Türkiyesinde bir gencin gözünden memleketi, 1960-1980 arasındaysa olayların merkezindeki bir politikacının demokrasi sınavını konu edinmektedir.Son zamanlarda okuduğum en iyi biyografi kitaplarından biridir.Zamanınız boşa harcanmış olmayacak.