Kimileri, gönüllerini dünya sevgisinden kurtarmaya, bir köşede kuru başlarıyla yaşamaya bakarlar. Bunlar, çokluk, daha körpe yaşlarda, pilleri bitmiş kişilerdir. Denizlere, ormanlara; dağlara, ırmaklara, çiçeklere, hayvanlara, gülmeşeker insanlara başlarını döndürüp bakmazlar. Onlara "Hudey, hudey dostlar, hudey" diye seslenmek istemezler.Oysa, doğanın kütüğünü eşelemekte, sevgi odaklarının haritasını çıkarmakta büyük bilim, büyük mutluluk vardır. Çünkü kuşlar, çünkü ağaçlar, çünkü ırmaklar, çünkü çiçekler, Tanrı'nın günü, bize beş bin altınla selamlarını yollar. Eskiler, peşkirlerin adlarına bile gül kokuları, narlı bahçeler, gelin başları, bülbül çiçekleri, "Sev beni" çığlıkları ve de menevişler boca etmişlerdir. Nerdesiniz? Ne yapıyorsunuz?Bahçelere dalıp, ya da yolunuz üstündeki bir yeşilliğe yaslanıp karanfilleri, leylakları, gülleri, sümbülleri, mustafaçiçeklerini, tilkişenleri, yaseminleri, hanımellerini seyre durursanız içinizi koyu erguvaniler, kanarya sarıları, tirşeler, al ebruliler, vanilya morları, sütbeyazı, tarçın kırmızıları, hünnabiler, açık allar, nohutiler, havai maviler, cam göbekleri ile boşaltır ve doldurursunuz.-Salah Birsel-
Kitap Yorumları - (2 Yorum)
O kadar lezzetli bir kitap ki.. Çok geç kalmışım okumak için..
Salah Birsel’in Aynalar Günlüğü, Hacivat Günlüğü gibi keyifle okunan harika günlüklerinden biri. Edebiyat severler için olmazsa olmazlardan.