Salah Birsel’in kitap fıştıklaması, Miller’in mektuplarını okurken içinin vahı vahır kaynaması, kendisine bir takım ayak oyunları yapanların tümünün habenneka ve mayışık kişiler olması, biriyle konuşurken bile zihninde yazacağı tümcenin kılığını, kıyafetini düzeltmesi, bir tanıdıkla karşılaştığında selam sarkıtıp sarkıtmamaya karar verememesi, yüznumarada otururken yerdeki mozayiklerden insan yüzlerinin durmadan pata çakması, bol bol şiir okumanın insanı nereye kadar yallah edeceğini bilememesi, kahvede erkeklerin saldır saldır ötmesi, kofti bir adamın fel fel bakması, yanında da mika gibi bir kızın durması, edebiyattaki arakların peşine düşerken zaman zaman işkilini geri çekmesi, kulaklarının dibinde yıngıldayan seslerin ana bağlı yaşayan gençlerin bağdaşını bozmaması, sallapata kitapların evsafı, zaman zaman acılı, zıypak, dibi tutmuş günler yaşaması, insan dediğimiz hazinenin caynal-cuynal pekmez küpüne benzemesi, bir roman yazarken coşan yazarın vay vay kabı kesilmesi, henüz kitabın beşte birini okumuşken fark ettiğim, merak ettiğim, hayran kaldığım deyişleri.Büyük yazarların kendilerinden bahsetmedikleri kitaplarını (var mı ki öyle bir kitap?) okuyup sevdikten sonra, kendilerinden bahsettikleri anılarını, günlüklerini okumanın bir iyi bir de kötü yanı var.İyi yan: Üslubunu, fikirlerini, birikimini, bilgisini, görgüsünü takdir ettiğin bir sanatçının kişiliğini, duygularını, özel hayatını (ne kadarını bilmemize izin vermişse o kadarıyla) aç meraklarımızı tıka basa doyuracak kadar olmasa da, açlığı yatıştıracak kadar eğlemek.Kötü yan: Evvelce okuduklarında gördüğün şahlanmış entelektüel duruşun arkasında beğenilme arzusu, yerilme korkusu, günlük endişeler insani zaaflarla süklüm püklüm insanı fark etmenin hayal kırıklığı.“Yaşlılık Günlüğü” aynı zamanda çokça yazmak, birazcık okumak ve yer yer de yazar olmak üstüne bir günlük.
Kitap Yorumları - (2 Yorum)
Salah Birsel’in kitap fıştıklaması, Miller’in mektuplarını okurken içinin vahı vahır kaynaması, kendisine bir takım ayak oyunları yapanların tümünün habenneka ve mayışık kişiler olması, biriyle konuşurken bile zihninde yazacağı tümcenin kılığını, kıyafetini düzeltmesi, bir tanıdıkla karşılaştığında selam sarkıtıp sarkıtmamaya karar verememesi, yüznumarada otururken yerdeki mozayiklerden insan yüzlerinin durmadan pata çakması, bol bol şiir okumanın insanı nereye kadar yallah edeceğini bilememesi, kahvede erkeklerin saldır saldır ötmesi, kofti bir adamın fel fel bakması, yanında da mika gibi bir kızın durması, edebiyattaki arakların peşine düşerken zaman zaman işkilini geri çekmesi, kulaklarının dibinde yıngıldayan seslerin ana bağlı yaşayan gençlerin bağdaşını bozmaması, sallapata kitapların evsafı, zaman zaman acılı, zıypak, dibi tutmuş günler yaşaması, insan dediğimiz hazinenin caynal-cuynal pekmez küpüne benzemesi, bir roman yazarken coşan yazarın vay vay kabı kesilmesi, henüz kitabın beşte birini okumuşken fark ettiğim, merak ettiğim, hayran kaldığım deyişleri.Büyük yazarların kendilerinden bahsetmedikleri kitaplarını (var mı ki öyle bir kitap?) okuyup sevdikten sonra, kendilerinden bahsettikleri anılarını, günlüklerini okumanın bir iyi bir de kötü yanı var.İyi yan: Üslubunu, fikirlerini, birikimini, bilgisini, görgüsünü takdir ettiğin bir sanatçının kişiliğini, duygularını, özel hayatını (ne kadarını bilmemize izin vermişse o kadarıyla) aç meraklarımızı tıka basa doyuracak kadar olmasa da, açlığı yatıştıracak kadar eğlemek.Kötü yan: Evvelce okuduklarında gördüğün şahlanmış entelektüel duruşun arkasında beğenilme arzusu, yerilme korkusu, günlük endişeler insani zaaflarla süklüm püklüm insanı fark etmenin hayal kırıklığı.“Yaşlılık Günlüğü” aynı zamanda çokça yazmak, birazcık okumak ve yer yer de yazar olmak üstüne bir günlük.
Günlük okumaya meraklılar için ve iyi bir Salah Birsel okuması için kaçrılmaz.