“Bu sokaklar benim değil. Benim değil bu içime, dışıma, gözlüğüme, ellerime, tam adım atacağım yere yağan yağmur. Hiçbir anım yok bu yapıların önünde. Şu duvara sırtımı verip soluklanmadım; eğilip şu kuytu sokak arasında kimseyi öpmedim. Soluğumu dolduran kömür kokusu tanımadığım insanların sobalarından geliyor. Hiçbir sobanın üzerinde, ben varınca sofraya alınacak bir tencere inceden fokurdamıyor.”Çağdaş öykücülüğümüzün önemli isimlerinden Behçet Çelik, ilk kitabı ıki Deli Derviş’ten bu yana sıcak, akıcı, duyarlı bir Türkçeyle yazıyor öykülerini. Daha yirmi bir yaşındayken Akademi Kitabevi Öykü Başarı Ödü¬lü’nü kazanan yazarımızın daha önce ayrı ayrı yayımlanan ilk iki kitabı, Yazyalnızı / ıki Deli Der¬viş’te bir araya geliyor. Bu öyküler bir yandan güçlü bir kalemin doğuşunu belgeliyor, bir yandan da gençliğin sorularla ve sorunlarla dolu dünyasını yakıcı, ama şiirli bir dille yansıtıyor.
Behçet Çelik’in henüz 25 yaş civarında yazdığı öyküler. İki kitap bir arada. Ne eksik, belki son öykü ve romanlarına göre biraz tuzu eksik ama ilk kitaplar olması sebebiyle onu da mazur görmeli okur.
Çağdaş Türk Edebiyatı’nda hak ettiği değeri asla görememiş bir öykücü Behçet Çelik. Bu kitabına tesadüf eseri denk geldim fakat içindeki öyküler öyle çarpıcıydı ki.. Okumayan kaybeder.
Kitap Yorumları - (3 Yorum)
Behçet Çelik’in henüz 25 yaş civarında yazdığı öyküler. İki kitap bir arada. Ne eksik, belki son öykü ve romanlarına göre biraz tuzu eksik ama ilk kitaplar olması sebebiyle onu da mazur görmeli okur.
Çağdaş Türk Edebiyatı’nda hak ettiği değeri asla görememiş bir öykücü Behçet Çelik. Bu kitabına tesadüf eseri denk geldim fakat içindeki öyküler öyle çarpıcıydı ki.. Okumayan kaybeder.
“Küskünler Saklambacı” der susarım.. Sadece o öykü için bile alınacak kitap..