Yedi Ocak Yangını, çoğunlukla lise ve üniversite yıllarında yazılmış, ilk şiirler. 1996’da Türkiye geneli Sivas Kafkas Çeçen Derneği’nin düzenlediği “Çeçenistan” konulu yarışmada ‘birincilik’ ödülü alan“Dudayev Mersiyesi”, 1998’de Türkiye geneli Osmaniye Belediyesi’nin düzenlediği “Yedi Ocak Osmaniye’nin Kurtuluşu” konulu yarışmada ‘birincilik’ ödülü alan “Yedi Ocak Yangını”, 2016’da Türkiye geneli Millet Derneği İstanbul Şubesi’nin düzenlediği “Kültürel Kimlik Kaybı ve Ahlaki Yozlaşma” konulu yarışmada ‘üçüncülük’ ödülü alan “Efeme Şiirler”in de olduğu, ilk yayınlanan, ilk göz ağrısı şiirler. Yedi Ocak Yangını, genel olarak milli konuların, kahramanlığın, cesaretin, millet ve vatan sevgisinin ele alındığı şiirlerden oluşuyor.“Kuldan korkup sinmeyi ar olarak bildilerOnlar ki er doğdular er olarak öldüler” denilen kahramanlar, Orta Asya’dan günümüze bütün tarihi olaylar nefes olur, sese bürünür ve mısra mısra belirir şiirlerde. Diğer şiir kitaplarındakinin aksine bambaşka bir Ahmet Doğru şiiri vardır Yedi Ocak Yangını’nda.
Şair Yazar Ahmet Doğru’nun on sekiz – yirmili yaşlarda Çeçenistan, Bosna, Doğu Türkistan ve milli birçok konuda bu kadar güzel ve duyarlı şiirler yazmış olması fazlasıyla etkiledi beni. Şair, öyle duygu doludur ki, gençlik de var tabi, terör olaylarına ve Müslümanların, Türklerin maruz kaldığı zulümlere başkaldırır adeta. “Mavzerimi alıp dağa çıkacağım” demekte beis görmez. Umudunu hiç kaybetmez. “Mart ayı geldi artık, bahar olsun kışımız” der başka bir mısrasın da. “yaşamak sancısı sarmış her yeri” diyerek olayı sosyal başka boyutlarıyla da ele alır. Şairin havsalasında, “dinginsiz atlar” da, “çökük hayaller” de, “Turan türküleri” de, “fırtına yüklü ağlamalar” da, “dağ gibi yekinen kanlar” da, “dağların sararmış benizleri” de, “billur umutlar”da mısralarda kendine yer bulur. Coşkun bir ırmak gibi çağlayıp yolunu bulur adeta.
Kitap Yorumları - (1 Yorum)
Şair Yazar Ahmet Doğru’nun on sekiz – yirmili yaşlarda Çeçenistan, Bosna, Doğu Türkistan ve milli birçok konuda bu kadar güzel ve duyarlı şiirler yazmış olması fazlasıyla etkiledi beni. Şair, öyle duygu doludur ki, gençlik de var tabi, terör olaylarına ve Müslümanların, Türklerin maruz kaldığı zulümlere başkaldırır adeta. “Mavzerimi alıp dağa çıkacağım” demekte beis görmez. Umudunu hiç kaybetmez. “Mart ayı geldi artık, bahar olsun kışımız” der başka bir mısrasın da. “yaşamak sancısı sarmış her yeri” diyerek olayı sosyal başka boyutlarıyla da ele alır. Şairin havsalasında, “dinginsiz atlar” da, “çökük hayaller” de, “Turan türküleri” de, “fırtına yüklü ağlamalar” da, “dağ gibi yekinen kanlar” da, “dağların sararmış benizleri” de, “billur umutlar”da mısralarda kendine yer bulur. Coşkun bir ırmak gibi çağlayıp yolunu bulur adeta.