Ferhat Özkan’ın öyküleri günümüzde revaçta olan çizginin uzağına düşüyor. Bunun nedeni, yazarın, kullanılagelen öykü kalıplarından, dil ve anlatım biçimlerinden uzak durması; biçim oyunlarının, duygu işlemeciliğinin yapaylığına düşmemesi.İlk kitabı Logosoloji’de Özkan bu sıra dışı özelliklerini göstermişti.Yoksunlar’daki öykülerde günlük somut gerçekler üzerinden, adeta bilimsel bilgi yöntemleriyle insana varılıyor. Ortaya çıkan durumlar, okuru düşünceye dayalı bir ironiyle ve bir dizi kesinliklerle baş başa bırakıyor.Bir söyleşisinde “Ne anlatırsam anlatayım, insanı ve insani olanı ıskalamayacaktım” diyen Ferhat Özkan, üstünde durulmayı hak eden özgün bir yazar olduğunu Yoksunlar ile bir kez daha gösteriyor.Sınırlarını hiçbir zaman aşamayacağım hayatımda içe doğru bir yol açıyorum. Tünel kazan bir mahkûmum: Kendi hayatımdan, yine kendi hayatıma çıkıyorum.
Yoksun adından anlaşılacağı gibi bir yoksunluk üzerine ortaya çıkan, durum hikayeleri. Bazılarını ucu açık. Söylenmek isteyip de söylenemeyenleri söylüyor yazarımız. Öyküseverlere tavsiyem.
Naif anlatım ve hafif karakomedi tarzında. 11 öykü var. Mesela bir öykünün başlığı “Bir gün burnum kokmaya başladı. ” Düşünmeyi düşünmek, hissetmeyi hissetmek , matruşka gibi öyküler. Kitabı okurken “bazen aynı bu şekilde absürtleşiyorum” diye aklınızdan geçirebilirsiniz.
Kitabı çok zor buldum.. Ve keyifle okudum. Öncelikle bunu söylemek istiyorum 🙂
Çok sevdiğim birinin tavsiyesi üzerine okumaya başladım. Özellikle durum öyküleri sevenlerin daha çok beğeneceği türden bir kitap. Nesnelere, insanlara ve hatta kendimize yüklediğimiz o kadar çok anlam var ki… Yazar bize bu anlamları sorgulatıyor, açıklamamıza yardımcı oluyor. Bir nevi içimizden konuştuğumuz konuları kağıda döküyor da diyebilirim.
Uzun zamandır güzel kitap okumaya ihtiyacım vardı ilaç gibi oldu 🙂
Kitap Yorumları - (5 Yorum)
Yoksun adından anlaşılacağı gibi bir yoksunluk üzerine ortaya çıkan, durum hikayeleri. Bazılarını ucu açık. Söylenmek isteyip de söylenemeyenleri söylüyor yazarımız. Öyküseverlere tavsiyem.
Hepimizin aslında aşina olduğu anlar,duygular. “Ve biri gerçekten oturup bunu yazmış, ne iyi yapmış.” diyorsunuz.
beğenip beğenmediğimi çözemediğim bir kitap
Naif anlatım ve hafif karakomedi tarzında. 11 öykü var. Mesela bir öykünün başlığı “Bir gün burnum kokmaya başladı. ” Düşünmeyi düşünmek, hissetmeyi hissetmek , matruşka gibi öyküler. Kitabı okurken “bazen aynı bu şekilde absürtleşiyorum” diye aklınızdan geçirebilirsiniz.
Kitabı çok zor buldum.. Ve keyifle okudum. Öncelikle bunu söylemek istiyorum 🙂
Çok sevdiğim birinin tavsiyesi üzerine okumaya başladım. Özellikle durum öyküleri sevenlerin daha çok beğeneceği türden bir kitap. Nesnelere, insanlara ve hatta kendimize yüklediğimiz o kadar çok anlam var ki… Yazar bize bu anlamları sorgulatıyor, açıklamamıza yardımcı oluyor. Bir nevi içimizden konuştuğumuz konuları kağıda döküyor da diyebilirim.
Uzun zamandır güzel kitap okumaya ihtiyacım vardı ilaç gibi oldu 🙂