“İncire, zeytine, Sina Dağı’na ve o emin beldeye and olsun ki” acısı uyurken yüzünden okunanlarla birlikte çıktım bu yolculuğa. Evimin bacasının alev aldığı, çeşmelerininse Kerbela kestiği bir düşten sonra düştüm bu yola.Pasaportumda boş yer kalmadı ey şehir. Mevlana’nın bir Şems kaybettiği Şam sokaklarından geçtim. Ölümünde bile mağrur Selahaddin’in, kılıcının gölgesinde uyuyan Halid Bin Velid’in, Muhyiddin İbn Arabi’nin, sırrını tutamayan sır katibinin ihanetine uğramış Son Padişah’ın türbelerinden geçerek çıktığım yolculuğun sonunda sana geldim.Cehennemle cennet burada yer değiştirirken. Elini sok koynuna, ihtimal beyaz çıkar. Burası Lüt Gölü karşısı Mesra. İkisi. Nasıl da kıyı kıyıya.Bu kitap bir yolculuk öyküsü... Bekiroğlu, İran, Suriye, Mısır güzergahı üzerinde okuyucusuyla birlikte seyahat ediyor, anlatıyor, hissettiriyor.
Kitap Yorumları - (5 Yorum)
Deneme türünü sevdiren bir Nazan Bekiroğlu
Deneme yazılarını pek sevmediğim için beni sarmadı…
Yazarın kalemini sevenler var ancak benim ilgimi pek çekmedi.
Bu usta kalemin kendine has diliyle yazdığı güzel bir kitap
Nazan Bekiroğlu nun tüm kitaplarını aldım , son eksik olanla bütün hpsini tamamladım , mutluyum.