Yeni Türk Sineması’nın önde gelen isimlerinden Semih Kaplanoğlu, ilk filminden itibaren yuva ve aile arayışını anlattı. Yusuf Üçlemesi’yle ilk iki filmin karanlık havasından kurtulup daha şiirsel ve minimal bir sinemaya yönelen Kaplanoğlu, üçlemeyle sadece yeni Türk sinemasında önemli bir yer kazanmadı; bu topraklara özgü estetik bir dilin sinemaya nasıl yansıtılması gerektiğine dair ipuçlarını da gösterdi.Kitaptaki yazılar, Kaplanoğlu’nun işlediği izlekler üzerinden farklı okumalar sunuyor. Felsefeden psikanalize, sosyolojiden estetiğe kadar çeşitli disiplinlerden hareketle Kaplanoğlu’nun sinema serüvenini ele alan yazılar, yönetmenin sinemasına giriş niteliğini taşıdığı gibi söz konusu giriş için farklı bakış açıları sunmayı amaçlıyor.
Bir Semih Kaplanoğlu hayranı olarak bu kitabı fazlasıyla beğendim ve kitabı çok başarılı buldum. Alanında uzman eleştirmen ve akademisyenlerden Semih Kaplanoğlu filmleri üzerine zihin açıcı yazılar ve değerlendirmeler. Kaplanoğlu’nun filmlerini izlemiştim bu kitap sayesinde filmleri daha iyi anladım diyebilirim. Yönetmenin hayranları kesinlikle okumalı.
Sinemaya ilgi duyanların, Türkiye’nin kaliteli sinemacılarından olan Semih Kaplanpoğlu’nun bu eserini okuması gerek. Çünkü Türk sinemasına dair çok şey var ve ayrıca bunların yanında ek olarak felsefik düşünceler, toplum görüşleri de yer alıyor.
Kitap Yorumları - (2 Yorum)
Bir Semih Kaplanoğlu hayranı olarak bu kitabı fazlasıyla beğendim ve kitabı çok başarılı buldum. Alanında uzman eleştirmen ve akademisyenlerden Semih Kaplanoğlu filmleri üzerine zihin açıcı yazılar ve değerlendirmeler. Kaplanoğlu’nun filmlerini izlemiştim bu kitap sayesinde filmleri daha iyi anladım diyebilirim. Yönetmenin hayranları kesinlikle okumalı.
Sinemaya ilgi duyanların, Türkiye’nin kaliteli sinemacılarından olan Semih Kaplanpoğlu’nun bu eserini okuması gerek. Çünkü Türk sinemasına dair çok şey var ve ayrıca bunların yanında ek olarak felsefik düşünceler, toplum görüşleri de yer alıyor.