Devletlim! Evvela karşıma şu kainat kitabını açtın ve:-Oku! dedin.Ben, acemi fakat çalışkan bir talebe gibi, onu kelime kelime hecelemeğe başladım. Dostlarım buna şahittir. Bir kır çiçeğinde, bir çiğ tanesinde, bir incecik su şırıltısında, zevkte, tebessüümde hep senin parmak izlerini görerek hızlı hızlı okuyor ve yanımdakilere söylüyordum.Fakat bunlara, bu güzelliklere doymadan sahifeler karşımda dönüyor, bütün telaşıma rağmen, zahmette, meşakatte, göz yaşında ızdırapta gene senin dehana ve hünerine şahit oluyordum. İşte böylece de gece demiyor, gündüz demiyor, önüme ne gelirse okuyor, okuyordum...
Ne İdik Ne Olduk eserini okuduktan sonra Samiha Ayverdi’nin o dillere destan Türkçesine hayran kalıp bu büyük Münevverin bütün külliyatını okumaya karar vermiştim. İbrahim Efendi Konağı ve Türk Tarihinde Osmanlı Asırları gibi kitapları okuduktan sonra sıra bir tasavvuf yolcusunun yolda öğrendiklerini kaleme aldığı Yusufcuk isimli esere geldi. Zaman zaman tasavvufi konu ve kavramlara hakimiyet noktasında zaaflar göstersemde çok yavaş yavaş ve sindirerek okuduğumda bu eserden istifade ettim. Herhangi bir roman ya da hikaye okur gibi okunması mümkün olmayan bir eser. Zira her bölümünde bir telmihe rastlamak mümkün. Bu nedenle bu eserin şerhi bile yazılabilir.
Müellifinin dildeki zengin lezzetini mutlaka hissedersiniz. Fikriyatına yönelik eserlerinden hayranlıkla istifade etmiş idim. Bu eseri daha çok tasavvuf bilgisi istiyor. Zarif kelimelerle inşa ettiği cümleler görünenin ötesinden bir nefes getiriyor.
Tasavvuf öğretilerine âşinalığı olanlar, eserdeki o muhteşem cümlelerle perdelenmiş anlamlara daha çok vâkıf olacaktır. Demem o ki bu müstesnâ eseri, bir sûfînin manevî yolculuğuna dair bilgi edindikten sonra okumanızı naçizane tavsiye ederim.
Kitap Yorumları - (5 Yorum)
Ne İdik Ne Olduk eserini okuduktan sonra Samiha Ayverdi’nin o dillere destan Türkçesine hayran kalıp bu büyük Münevverin bütün külliyatını okumaya karar vermiştim. İbrahim Efendi Konağı ve Türk Tarihinde Osmanlı Asırları gibi kitapları okuduktan sonra sıra bir tasavvuf yolcusunun yolda öğrendiklerini kaleme aldığı Yusufcuk isimli esere geldi. Zaman zaman tasavvufi konu ve kavramlara hakimiyet noktasında zaaflar göstersemde çok yavaş yavaş ve sindirerek okuduğumda bu eserden istifade ettim. Herhangi bir roman ya da hikaye okur gibi okunması mümkün olmayan bir eser. Zira her bölümünde bir telmihe rastlamak mümkün. Bu nedenle bu eserin şerhi bile yazılabilir.
Müellifinin dildeki zengin lezzetini mutlaka hissedersiniz. Fikriyatına yönelik eserlerinden hayranlıkla istifade etmiş idim. Bu eseri daha çok tasavvuf bilgisi istiyor. Zarif kelimelerle inşa ettiği cümleler görünenin ötesinden bir nefes getiriyor.
Her eseri okunası bir yazar… Bilhassa tasavvufa aşina olanların.
Tasavvuf öğretilerine âşinalığı olanlar, eserdeki o muhteşem cümlelerle perdelenmiş anlamlara daha çok vâkıf olacaktır. Demem o ki bu müstesnâ eseri, bir sûfînin manevî yolculuğuna dair bilgi edindikten sonra okumanızı naçizane tavsiye ederim.
Bütün eserlerini kitaplığımda bulundurmak nasip olur inşallah.