Akçasazın Ağaları tarihle, zamanla, düzenle hesaplaşmanın hikayesidir. Ağalar çökerken yanı başlarında yeni bir tarih yazılır, değişme kaçınılmazdır. Güçlüler dövüşürken doğa da ses verir.Yusufçuk Yusuf Çukurova'ya kuşaklar boyunca egemen olmuş iki derebeyinin hikayesidir. Köylüleri yıllarca baskı altında tutan bu güç kırılırken, yeni zamanların gereklerine uyum sağlamış yeni zenginler başka bir güç oluştururlar. Barbarlığı çağrıştıran bu güç, "bataklıktan kurtulmaya yüz tukmuş bir bataklık toprağını yağmalar".
Demirçiler çarşisı cinayetin devamı nitelindeki kitabın bu ikinci kitabında derebeylerin birbirlerinle olan kan davalarında kendi kendilerini yemesinden sonra bu ikinci kitabında ise yeni zengin olmuş toprak ağaların iç burkucu çikar ilişkilerin anlatıldığı uzun soluklu bir kitap. Her halükarda halkı, köylüğü ağaların beylerin askerin savcının vs. insan yerine koymayıp nasıl kullandıklarını halkında buna nasıl alet olduğunu , iç gıdıklayıcı deli edercesine anlatıldığı bu hikaye de; beyinde sürekli döndürüp düşünüp durucagınız uzun yıllar aklınızdan çıkaramayacağınız bugünlere de uyarlayabileceğiniz, betimlemeleriyle edebiyat hazzı alabileceğiniz, zamanın kavramının hayata nasıl hangi yönde aktığını apaçık görmenize rağmen hiç bir şeyin pek değişmeye niyetinin olmadığı edebiyat hazzı yaşar iken de birazda içiniz burkularak okuyacaksınız bu edebi eseri
O güzel insanlar… Bu devrin insanı olmayanların masalsı hikayesi. Bir Adanalı olarak olayların hep çevremde yaşandığını bilmek beni çok garip etkiledi. Ve bir de tabii Yaşar Kemal’in bu toprakları muhteşem betimlemeleri. Demirciler Çarşısı Cinayeti’nden sonra okunmalı
demirciler çarşısı cinayetini okuduktan sonra bir türlü başlayamadığım roman. eminim ki ilk kitaptaki gibi bu romanda da gelişen dünyaya ayak uydurmakta bocalayan ağaların güç savaşı altında ezilen köylünün ve ağaların ruhsal bunalımları, iç çatışmaları, sinsi planları, birbirlerine olan düşmanlıkları uzun uzun ve en ince ayrıntısına kadar anlatılmıştır.
Kitap Yorumları - (5 Yorum)
Demirçiler çarşisı cinayetin devamı nitelindeki kitabın bu ikinci kitabında derebeylerin birbirlerinle olan kan davalarında kendi kendilerini yemesinden sonra bu ikinci kitabında ise yeni zengin olmuş toprak ağaların iç burkucu çikar ilişkilerin anlatıldığı uzun soluklu bir kitap. Her halükarda halkı, köylüğü ağaların beylerin askerin savcının vs. insan yerine koymayıp nasıl kullandıklarını halkında buna nasıl alet olduğunu , iç gıdıklayıcı deli edercesine anlatıldığı bu hikaye de; beyinde sürekli döndürüp düşünüp durucagınız uzun yıllar aklınızdan çıkaramayacağınız bugünlere de uyarlayabileceğiniz, betimlemeleriyle edebiyat hazzı alabileceğiniz, zamanın kavramının hayata nasıl hangi yönde aktığını apaçık görmenize rağmen hiç bir şeyin pek değişmeye niyetinin olmadığı edebiyat hazzı yaşar iken de birazda içiniz burkularak okuyacaksınız bu edebi eseri
YAŞAR KEMALİ İLK KEZ ÇUKUROVA DIŞINDA GÖRDÜM
O güzel insanlar… Bu devrin insanı olmayanların masalsı hikayesi. Bir Adanalı olarak olayların hep çevremde yaşandığını bilmek beni çok garip etkiledi. Ve bir de tabii Yaşar Kemal’in bu toprakları muhteşem betimlemeleri. Demirciler Çarşısı Cinayeti’nden sonra okunmalı
demirciler çarşısı cinayetini okuduktan sonra bir türlü başlayamadığım roman. eminim ki ilk kitaptaki gibi bu romanda da gelişen dünyaya ayak uydurmakta bocalayan ağaların güç savaşı altında ezilen köylünün ve ağaların ruhsal bunalımları, iç çatışmaları, sinsi planları, birbirlerine olan düşmanlıkları uzun uzun ve en ince ayrıntısına kadar anlatılmıştır.
ağalar düzeni devam ediyor, demirciler çarşısı cinayetinin devamı.